Beyaz bir tebeşirle çizilmiş bir çemberin içinde düşünün kendinizi. Çemberin dışına çıkamadığınızı, ne yapacaksanız bu çemberin içinde yapmak zorunda olduğunuzu… Bu çemberi çizmişler ve dışına çıkmak yasak demişler, siz de kabul edip kala kalmışsınız çemberin ortasında; nedenini, niçinini sormadan…
Idım kentinde, Şık kentinin sınırına çok yakın bir evde tek bir radyo kanalı çekmektedir, o da Şık kenti radyosudur. İşte bu evde anne ve babasıyla yaşayan Yaprak, bu radyodan duyduğu Şıkça şarkıları ezberler, sözlerinin anlamını bilmese de…
İki kent arasında çok zaman önceki bir kavga sebebiyle çizilmiş bir beyaz çizgi vardır. İki kent halkı bu çizgiyi geçmez, birbiriyle konuşmaz ve hatta birbirinin dilini bile anlamaz.
Bir gün Yaprak, bu çizginin çok yakınında, yalnız olduğunu düşünerek yeni öğrendiği Şıkça bir şarkıyı söylemeye başlar.
Çizginin öte yanında gezinmekte olan Toprak şarkıyı duyar ve kimin söylediğini merak eder. Idımlı bir kızın söylediğini görünce de çok şaşırır. Yaprak şarkı söylemeyi sürdürür, bu kez Toprak de eşlik eder ona.
…
Ertesi gün, ve daha ertesi, ve daha ertesi günlerde de buluşur Yaprak’la Toprak, beyaz çizginin kenarında. Ama bu çizgi yüzünden birlikte oyun oynayamamak, yiyip içtiklerini paylaşamamak canlarını sıkar. Sonra akıllarına güzel bir çözüm gelir. Hem de öyle bir çözüm ki Yaprak ve Toprak çok eğlenir bu süreçte. Ve çok büyük bir ders verirler Idımlılara, Şıklılara ve kitabı okuyan bizlere. Ne mi?
Yanıt kitabın sayfalarında bekliyor okurları…
Biz çocuklara, çocuk kalmayı başaranlara ve dünyayı çocuk gözleriyle görmeye çalışanlara…
* Aramızda Beyaz Bir Çizgi, Çiğdem Kaplangı, Resimleyen: Seçil Çokan, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2015.