Zaman’ın Kalbine Yolculuk
Bugün seninle bir oyun oynayalım. Sağ ayağın akrep olsun, sol ayağın yelkovan. Her tik dediğimde sağ ayağını kaldır, her tak dediğimde ise sol ayağını.
Peki, tik tak sesleri nereden geliyor dersin? Kolundaki saatten mi? Hayır, bilemedin. Peki, duvar saatine bir bakar mısın?
Momo dedikleri kim acaba?
Saate bakınca gülümseyen birini göreceksin; adı Momo. Süper bir gücü var Momo’nun; insanları dinlemek. O kadar iyi dinliyor ki insanları; kavga edip karşısına gelenler kucaklaşırken buluyorlar kendilerini.
Eski, yıkık-dökük bir tiyatroda yaşıyor Momo. Burası eskiden oyunlar oynanan, tiyatro izlenen, sohbet edilen bir yermiş. İnsanlar çok seviyorlar Momo’yu. Ne zaman konuşmak isteseler yanına gidiyorlar, çocuklar en güzel oyunları Momo’yla oynuyorlar.
Momo’nun nereden geldiği belli değil. Yaşını da söylemiyor kimseye. Geçmişten gelmiş kadar yaşlı da olabilir, gelecekten gelmiş kadar genç de. İyisi mi şimdiki zamanda konuk edelim ve “küçük bir kız çocuğu” diyelim kendisine.
Sahneye “Duman Adamlar” çıkıyor.
Peki, insanların iletişim kurmalarını, oyunlar oynayıp keyifli vakit geçirmelerini kimler engellemek isteyebilir? Tabii ki Zaman Tasarruf Şirketi için çalışan Duman Adamlar; ellerinde çanta, takım elbiseli, ciddi adamlar. Momo’ya ve onunla keyifli vakit geçiren herkese acayip gıcık oluyorlar.
Duman Adamlar insanlar çok çalışsınlar ve hiç boş kalmasınlar istiyorlar. Bu yüzden de Momo’yu hediyelerle ikna etmeye çalışıyorlar ama Momo bunların hiçbirine kanmıyor. Sonra insanları ikna ediyorlar: Sabah-akşam çalışan, duygusuz kişiler oluyor insanlar. Momo’nun ruh ambarlarına benzettiği binalarda yaşamaya başlıyorlar. Çocuklar çocuk depolarına benzeyen kreşlerde kalıyorlar.
Duman Adamlar koruyun kendinizi: Momo ve arkadaşları geliyor!
Momo, Duman Adamlar ile büyük bir mücadeleye girişiyor ve pek çok kişi yardım ediyor ona: turist rehberi Gigi, çöpçü Beppo, kaplumbağa Kassiopeia, zamanın efendisi Hora Usta ve daha niceleri… Momo ve arkadaşları planlarını, özgür ve güvende hissettikleri tiyatroda yapıyorlar. Plan işliyor ve Duman Adamlar kaybediyor.
Şimdi saatine bak tekrar. Tik tak, tik tak… Atıp duruyor değil mi sürekli? Şimdi de elini kalbine doğru götür. Tik tak, tik tak… Atıyor değil mi sürekli?
Zamanı anlamak kolay aslında. Yeter ki onu okumayı bilelim; tıpkı Momo ve arkadaşları gibi…
*Michael Ende, Momo, Çeviren: Leman Çalışkan, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2010 (3. Basım), 303 sayfa.