Teknolojinin ve Yaşamın İçinde Çocuklar

Teknolojinin ve Yaşamın İçinde Çocuklar

Bilim ve teknolojinin günlük hayat pratiklerine etkisi hızlı olurken, bu pratiklerin insan ruh ve beden sağlığı üzerindeki etkisini gözlemlemek, araştırmak uzun zaman alabiliyor. En güncel örneklerden olan bilgisayar, tablet, akıllı telefon kullanımı yetişkinlerin yaşamında olduğu gibi bebek ve çocukların yaşamında da yerini alıveriyor. Çocukların önüne konulan ekranlar yemeğini yemeyen çocuklara yemek yediriyor, susmayanları susturuyor.

Bir de bütün gün evde sıkılan, sürekli oyun ya da oyalanmak isteyen, ebeveynlerin enerjisinin yetmediği zamanlarda çaresiz hissettiren keşif dönemindeki çocuklar var. Bir yandan çocukların keşif ihtiyacı, bir yandan ebeveynlerin dinlenme ihtiyacı ve bir yandan renkli, eğlenceli oyunları, çizgi filmleri, şarkıları ile tabletler, telefonlar, bilgisayarlar… Tabi bir de değişen yaşam biçimlerimiz var. 8:00-18:00 çalışan ebeveynler, sokak oyunlarının, çocuklu komşuların desteğinin giderek azaldığı, en iyi hali ile 4 odalı evlerimizdeki yaşamlarımız, çocuk merkezli olmaktan çok uzak kentlerimiz var. Okuldan eve gelen çocuğun oyalanması gerekiyorsa tüm bu koşullarda en kolay olan yol oluveriyor bir tablet oyunu. Çocuklar saatlerce başından kalkmıyor, ebeveynler dinleniyor. Aslında her şey birbiri ile uyum içinde gibi değil mi?

Yeni teknolojik aletlerimizin anlık davranış değişimi üzerindeki etkisi açık… ‘Düğmeye basınca çocuklar susuyor’ modeli olarak isimlendirilebilecek şekilde hem de. Ebeveynleri çok rahatlattığı da açık; iyi tasarlanmış ve işlevsel… Peki, nedir bu teknolojik aletleri bu kadar etkili yapan?

Bu sorunun cevabını anlamak için yapılan araştırmalara bakmanın yanı sıra çocukların gözdesi oyunlara bakma ihtiyacı hissettim. “Oynama çocuğum gözün bozulur,” gibi yaklaşımların haklılık payı olsa da orada karşılanan ihtiyacı görmenin de önemli olduğunu düşünüyorum. Sonuca odaklanıp süreci anlamlandırmadığımız bir yazı yazmak değil amacım. Hem ebeveyn hem de çocukların ihtiyaçlarını karşılamanın farklı yollarını görmeyi önemsiyorum.

Onları bu denli etkili kılan; hızlı, renkli, kullanımı kolay, dikkat çekici olmaları denebilir mi? Hatta dikkatli bakılırsa hipnotik bir etkileri olduğu gözlemlenebiliyor. Merak uyandırıyor ve çabuk sonuca ulaştırıyor. Üstelik birkaç tuşa basarak ya da dokunarak sürdürebiliyorsunuz. Bir yandan da doğrudan deneyimlerle dolu hayatımıza bakalım. Plan yapma, uygulama gibi kendini düzenleme becerilerinin önemli olduğu; bunların eylem odaklı olması ile gerçekleşmesi mümkün olan, bir de sosyal ve toplumsal boyuttan bakıldığında çocuklar için çok daha karmaşık olabilen bir dizi emekle örülen bir yol. Bir tanesi –PC oyunları vb. – çoğu zaman heyecanlı, çok uğraştırmayan kısa vadede keyifli, bir diğeri çaba isteyen, neşe, keder bütün duyguların yaşanabildiği, uzun bir yol. Yani gerçek yaşam… Nefes aldığımız, iletişim kurduğumuz, katkı sunduğumuz ya da zarar verdiğimiz dünya halleri. Farklı dinamikleri olan bu yeni dünyanın etkilerine bir bakalım:

Araştırmalardan bazıları üç boyutlu düşünme (Lisi ve Wolford, 2002), alansal hafıza (Dye ve Green, Bavelier, 2009), el-göz koordinasyonu (Boot ve ark, 2008) gibi bilişsel beceriler için oyunların olumlu etkisinden bahsediliyor. Tabii öte yandan şiddet içerikli oyunların şiddet eğilimi ve sosyal ilişkiler üzerine olumsuz etkilerini gösteren araştırmalar da mevcut (Anderson ve Shibuya, 2010; Dietz, 1998).

Ben kendi gözlemlerimi paylaşmak ve başka olası etkiler üzerine yazmak istedim. Diğer okullardan farklı olarak çocuk merkezli, çoğu çocuğun mutlu gidip geldiği bir okulda çalışıyorum. Bilgisayar oyunları bizim okulumuzda da özellikle bazı çocuklar arasında bir sohbet konusu. İçeriğindeki korku dolu öğeler sürekli konuşmalarında, hayali oyunlarında var. Hatta bunu etraflarındaki çocuklara aktarmaktan da büyük keyif alıyorlar. Tam da bu noktayı önemli buluyorum. Çocuklar hayali oyunları neden oynar? Oyunların keyif alma, öğrenme gibi işlevsel özelliklerinin yanında bir diğer önemli yanı sağaltıcı etkisidir. Yani çocuklar baş edemedikleri olayları ya da duyguları oyunlar aracılığı ile yeniden canlandırıp kendilerini rahatlatmayı denerler. Bunu tek başlarında yapamadıklarında yetişkin desteğine ihtiyaç duyabilirler. Bilgisayar oyunlarındaki korku öğeleri çocukların kafasını epey meşgul eder ve çocuklar oyunlar, konuşmalar aracılığıyla yüklendikleri duyguları ile başa çıkmaya çalışırlar. Zaman bu uğraş ile akıp giderken okul hayatında merak uyandıracak konulardan ya da öğrenme alanlarından uzaklaşmaya başlayabilirler. Çünkü başa çıkmaya çalıştıkları başka bir şeyler vardır. Öncelik sırası başkadır.

Tabii her oyun korku öğesi içermeyebilir. Bazıları strateji oyunları oynar. Yine bir silah, bir yok etme tuşu vardır. Eğlenceli, heyecanlı ve hızlıdır. Orada zaman farklı akar. Zaten oyunların kendi saatleri de vardır. Dünya saati çok önemli değildir oyun oynarken. Bu oyunu oynayan çocuklardan ertesi gün okulda, arkadaşı ile problemini konuşarak çözmesini, okuması ve yazması için ince motor kas gelişimini destekleyecek çalışmalar yapmasını veya bir resim çizmesini isteriz. Tuşu olmayan, dokununca açılmayan etkinlikler… Sabır isteyen, yavaş değişen, küçük değişimlerden keyif alma motivasyonu ile ilerleyen işler. Adeta başka bir dünya; zaman, işlev, çaba… Her şey farklı…

İşte bu noktaları göz önüne alınca ebeveynlerle oturup sınırlar üzerine konuşma ihtiyacı beliriveriyor. Çocukları zorlamadan günlük hayattaki sorumluluklar konusunda güçlendirmek, öğrenme alanlarını zenginleştirmek için teknoloji yolu ile kurulan yeni dünyada geçirilen zamanın sınırlanması önemli görünüyor. Özellikle bağımlılık haline gelebilen oyunlar için yeniden bir kullanım şekli belirlemek zaman ve sabır istiyor. Günde yarım saat, hafta sonları 1 saat şeklindeki sınırlar gerekli olsa da bir yandan çocukların o çaba ve zaman isteyen gerçek dünyada nasıl zaman geçireceği konusunda desteğe ihtiyaçları var. Bunu bir keşif yolculuğuna dönüştürmek elimizde… Çocuğun kendini ve meraklarını, ebeveynin de çocuğu ile yorulmadan keyif alarak yapabileceklerini keşfettiği bir yolculuk. Aslında bu süreçte ebeveynlerin teknoloji ile ilişkilerini ve yoğunluğun içinde akıp giden yaşam biçimlerini de gözden geçirmesinin tam sırası.

Teknolojinin yaşamımızın içinde olduğunu kabul ederek, çocukların hayatlarının her alanını kaplamadığı bir kullanım biçimi ihtiyacımız olan. Doğrudan deneyimlerle dolu yaşamımızı zenginleştirmeyi, keşfetmeyi unutmadan yaşamak… Mümkün mü? Zamanla göreceğiz.

 

 

Tavsiye kitap: Teo’nun Tablet Kullanımı Anderson, C. A., Shibuya, A., Ihori, N., Swing, E. L., Bushman, B. J., Sakamoto, A., … & Saleem, M. (2010). Violent video game effects on aggression, empathy, and prosocial behavior in eastern and western countries: a meta-analytic review.

 

Boot, W. R., Kramer, A. F., Simons, D. J., Fabiani, M., & Gratton, G. (2008). The effects of video game

playing on attention, memory, and executive control. Acta psychologica, 129(3), 387-398.

Dye, M. W., Green, C. S., & Bavelier, D. (2009). The development of attention skills in action video game players. Neuropsychologia, 47(8), 1780-1789.

De Lisi, R., & Wolford, J. L. (2002). Improving children’s mental rotation accuracy with computer game playing. The Journal of genetic psychology, 163(3), 272-282.

Dietz, T. L. (1998). An examination of violence and gender role portrayals in video games: Implications for gender socialization and aggressive behavior. Sex roles, 38(5), 425-442.

Çocukluğun İdare Edilişi Üzerine

Temmuz 12, 2017

Unutkan Mumi

Temmuz 12, 2017

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir