Röportaj – Tülay Çakır Çocuk Kütüphanesi

Röportaj – Tülay Çakır Çocuk Kütüphanesi

Düş kurmak güzel değil mi? Birazdan okuyacağın hikayenin kahramanları da bu konuda pek usta biliyor musun? Öyle olmasa hiç akla gelmeyecek bir yolla çocuk kütüphanesi kurabilirler miydi? Neymiş bu yol diyorsan anlatıyorum, hazır mısın? Ankara Batıkent’te yaşayan bir grup arkadaş çocuk kütüphanesi açma hayalinde birleşmiş. Hiç paraları yokmuş bu arkadaşların. Düşlerini para alarak gerçekleştirmeyi de hiç istemiyorlarmış. Ne yapmalı diye düşünürlerken, içlerinden biri atık gazete toplama fikrini atmış ortaya. Bu fikir grup arasında öyle bir heyecan yaratmış ki birbirlerini nazikçe dinleyen arkadaşlar hep bir ağızdan konuşmaya başlamış. O anda kapının önünden geçen biri içerde kavga olduğunu bile düşünebilirmiş. O günden sonra tek işi atık gazete toplamak olmuş bu arkadaşların ve 2000 yılında kütüphaneyi açmayı başarmışlar. Kütüphaneye Tülay Çakır Çocuk Kütüphanesi adını vermişler. Tülay Çakır, onlarla birlikte bu projeye destek verenlerden biriymiş ama kütüphanenin açılışını göremeden hayatını kaybetmiş. Biliyor musun bu arkadaşların tek istediği neymiş? Tülay Çakır Çocuk Kütüphanesi’nde çocukların içlerindeki sesin peşinden gitmelerini sağlamak. 

Bizim düşbaz arkadaşlar kütüphaneyi kurduktan sonra çocuk kitabı yazarlarıyla söyleşiler, panayır, drama, masal saati, geri dönüşüm, doğa, tiyatro atölyeleri düzenlemişler. Bu hikayeyi şimdi de kütüphane üyesi çocuklardan dinlemeye ne dersin?

Lizge Berjin Boğan (4)

Kitap alıyoruz, oyunlar oynuyoruz. Orada çok eğlenmiştim, bir daha gitmek istiyorum. Prenses kitapları, örümcek kitapları, peri kitapları var. Orada heyecanlanıyorum. Gitmeyince özlüyorum, içimde sanki kuşlar ölüyor. Orada resimler yapıyorum, civciv sesi çıkarıyorum, köpek gibi yürüyorum.

Gökmen Yener (11) 

Kütüphaneye haftada bir gün gidiyorum. En sevdiğim şey arkadaşlarımla ve öğretmenlerimle oyun oynamak. Orada öğretmenlerim bize kitap okur, okuma bitince kitapla ilgili konuşuruz. En sevdiğim kitaplar Kaptan Düşük Don ve Ökkeş serisidir. Yazar olabilme şansına sahip olabilmek ve bazı öğretmenler gibi kötü ve kızgın değil de iyi öğretmenler olması üye olmamı sağladı. Kütüphane kelime hazinemi değiştirdi. Konuşmadaki bozukluklarımı önledi. Yeni oyunlar öğrendim.

Arjin Boğan (7 ) 

Kütüphaneye ilk gittiğimde çok heyecanlandım. Öğretmenim çok iyiydi, onu sevdim. Oyunlar öğretti, masallar okudu. Masallar beni çok heyecanlandırıyor. Değişik kitaplar var, ilk defa gördüğüm kitaplar. Kitap alıyorum, okuyunca geri bırakıyorum. Büyükler için de oda olmalı, masal okunurken büyükler yanımızda olmamalı. Hayatımda bilmediğim oyunları oynadım. Bülbül Kafeste.

İmge Su Eroğlu (25 )  

Halamın elinden tutup Tülay Çakır Çocuk Kütüphanesi’ne gittiğimde ilkokuldaydım. Aklımda duran tüm rafları kitaplarla dolu bir oda. Bir de eğlenceli matematik ve satranç zamanları vardı. Her hafta acaba bu gün ne yapacağız, diye merakla gittiğim bir macera adasıydı Tülay Çakır Çocuk Kütüphanesi. Arkadaşlarıma anlattığım, hiçbirinin bilmediği bana özel bir macera adası. Ve ben o adada büyüdüm. Bu ada birçok çocuğa kucak açtı. Hepsi için farklı hikâyeler yazdı. Tülay Çakır Çocuk Kütüphanesi benim için gözlerimi parlatıveren bir yer, çocukluk, bir sürü anı demek.  Şu an üniversitede okuduğumdan her hafta sonu gidemiyorum ama yüreğim hep orada. Her çocuğun böyle güzel anıları ve gideceği kütüphanesi olmalı.

Röportaj - Sınır Tanımayan Palyaçolar

Nisan 8, 2017

Çocuk Olmaya Hakkım Var!

Nisan 8, 2017

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir